28 Temmuz 2010 Çarşamba

Benim çocukluğum



Yeniden merhabalar.Sevgili iş arkadaşım Didem bir yazısında çocukluğundan bahsetmiş.Okudukça ben de bazı şeyleri çok daha net hatırladım ve çok hoşuma gitti.Sanki çocukluk günlerim gözümün önüne geldi ve ben de bahsetmek istedim biraz.

İlkokul zamanlarım benim için çok değerliydi.Çocukluğumu doya doya yaşayabildiğim senelerdi gerçekten.Şuanda halen aynı yerde oturduğumuz en yakın arkadaşım olan Gülistan'la bütün gün sokaklarda mahalledeki diğer arkadaşlarımızla doktor kurt oyununu oynardır.Gülistan beni o kadar kollardı ki birgün erik ağacından erik çalarken yakalanmıştık.Hepimiz kaçmaya başladık ama ben ipimi ağacın bulunduğu yerde unutmuştum.Korkudan ağlarken Gülistan da çok korktuğu halde koşarak gidip ipimi alıp geri dönmüştü.Mahallenin en aranılan futbolcusuydu Gülistan.Evet kendisi çok güzel futbol oynar mahalle maçlarına katılırdı.Hatta mahallenin çocuklarının Gülistan abi dediklerini hatırlıyorum :)Erkelerden daha iyi top sektiridi.Hatta beni kaleye sokup şut çekmişliği bile var.Tabi ben anlamıyodum ama sağa sola atıyordum işte kendimi:) Bir de o zamanlar sütlerin şişelerini götürdüğümüzde bize şişe parası verirlerdi. Biz de sokak sokak gezer şişeleri bulur bakkal amcadan parasını alırdık.Bayramlarda kapı kapı dolaşır kim para verirse mahallenin bütün çocuklarını başlarına salar topladığımız parayla da gider bir yazbuz alır afiyetle yerdik.Hergün düşer mutlaka biryerimi yaralar öyle giderdim eve.İzleri halen bacağımda var hatta :)Misketlerimiz vardı bir de misket oynardık.Biraz büyüdük futbol kartları oynadık.Mahallenin çocukları camdan !kapışşş! diye kartları atar diğer çocuklar onları toplardı.

Unutmadan buradan özürlerimi iletmek istediğim biyer var.Aşağı mahallede bir market vardı.Hemen hemen herkesin çocukluğunda bir sakız çalmışlığı vardır diye düşünüyorum.Evet itiraf ediyorum oradan sakız çalardık:) Sonra da onları yatağımızın altında saklardık.Hatta Gülistan birgün annesine yakalanmış çok fena azar işitmişti.Çaldığımız sakızlardan haberi yok sanırım ama umarım haberi olsaydı helal ederdi :)

Bir de mahallece yumurtaları pişirir çayları hazırlar herkes kekini böreğini yapar ve parka piknik yapmaya giderdik.Çitlembik ağacından topladığımız çitlembiklerle cebimizi doldurur parktaki demirlerde takla atardık.Bir de şu var.Bunu herkes yapmış mıdır çok merak ediyorum.Doğum günlerimizde en çok zevk aldığımız şey kolayla fantayı karıştırıp içmek olurdu.Özel gün ya hani ikisini karıştırıp içerdik normal bir günde olmazmış gibi hehe. Mantığı nedir halen çözmüş değilim.Daha aklıma gelmeyen birsürü anım vardır elbet ama şuanda aklıma gelenleri yazdım.İşte benim çocukluğum böyle geçti.Artık bunları yaşayan çocuklar kaldığını sanmıyorum ama bu hatıraların tadını hiçbirşey vermez insana bence.Sağlıcakla kalın.:)(Bakalım resimde beni bulabilecek misiniz :))

2 yorum:

  1. Misketle oynama, top sektirme... Bunlar benim yazarken unuttuğum ama yazını okurken sayende hatırladıklarımdır. :)

    Seninde söylediğin gibi, bunları yaşayan yeni nesil çocuk kaldığını sanmıyorum. Teknoloji sayesinde çocukların ilgi alanları bir hayli değişti. İnternette zaman geçirmek, playstation oynamak favorileri arasında.

    Umudumuz bir sonraki nesilde. ;)

    YanıtlaSil
  2. ben bundan sonra bizim yaşadıklarımızı ucundan bile yaşayabileceklerini sanmıyorum artık teknoloji engelliyor bunları.Sokakta oynayan çocuk göremiyorum ben.Bugün çocukluk arkadaşlarımla konuştuk da sanırım biz son nesildik.

    YanıtlaSil